26 Ağustos 2015 Çarşamba

Okul Dönemi ve Tatil

Herkese selam :)
Uzun bir aradan sonra yazmaya başladım ve sanırım bir senelik bir yazı yazacağım şu an tam olarak emin değilim :)

Her neyse ilk olarak hazırlık dönemimden bahsetmek istiyorum. Hazırlık dönemim aslında bir ortama girme, alışma olaylarıyla geçti ama yine de başarılı olduğumu düşünüyorum. Yeterince arkadaş edindim belli bir ortama girdim ve farkettim ki herşey liseden çok farklı. Şimdi bana diyeceksiniz ki bunu bir senede mi anladın? Hayır tabi ki de bir senede anlamadım. Okula ilk girdiğim anda bile kendini yeterince belli ediyordu.
 Peki bu nasıl oldu? Bunu da şöyle açıklamak istiyorum. İlk olarak bir sınıfa girdiğimde kimse size ne giymiş nasıl bir saç yapmış nasıl bir makyaj yapmış gibi gözlerle bakmıyor ve kimse birbirini tanımadığı için bir tanışma isteği oluşuyor. Elimden geldiğince insanlarla tanıştım ve lisedeki gibi ergen tavırlar olmuyor. Bir ortama gönül rahatlığıyla "Merhaba" diyerek girebiliyorsunuz. Peki lisede ne tür farklılıklar vardı? Lisede insanların daha çok birbirlerini ezme isteği hep birilerinden üstün olma düşünceleri vardı bunu üniversitede bulamazsınız, herkes kendi halinde takılıyor ve bazen okulun yemekhanesi çok kalabalık oluyordu boş masa bulamayınca başkalarının oturduğu masaya oturabiliyordum, sanırım bunu lisede yapamazdım.

Gelelim komik kısımlarına, benim bölümüm İngiliz Dili ve Edebiyatı ancak hazırlık sınıflarında 3. seviyeye kadar çevremde çok fazla bölümümden tanıdığım yoktu. İkinci seviyede Tercümanlık bölümünden biriyle arkadaş olmuştum. Ancak çevremdeki insanlar hep bana "yazık sana yol yakınken dön" gibi espriler yapmaya başlamıştı. Bu durum kesinlikle beni rahatsız etmedi tabi ki çünkü herkes oraya belli bir olgunluk ve düşüncelerle geldi tabi ki o kadar çabadan sonra bölümümü değiştirme gibi bir durumun olmayacağını herkes gayet iyi biliyor. Çok eğlenceli insanlarla tanıştım çok eğlenceli bir dönem geçirdim ve kendimi bu konuda gerçekten çok mutlu hissediyorum. Sınıflar çok eğlenceliydi yabancı öğretmenlerimiz vardı ve biz kendi aramızda Türkçe dalga geçerken onlar da bizlere boş boş bakıyordu. Dersleri ekmek ise en iyi kısmıydı tabi ki ama yine de insanın içinde bir vicdan kalıyordu ne yapalım bir şey yapıyoruz ama yine de arkasından oturup düşünüyoruz :D
Ben okula ilk başladığımda öğlenciydim ve biliyorsunuz ki akşamları İstanbul oldukça kalabalık oluyor Zincirlikuyu'da aynı metrobüse bindiğimiz halde arkadaşımı kaybettiğimi hatırlıyorum... Evet o akşam oturmuştum ama sanırım metrobüse kendi irademle binmedim :D
 Her neyse daha sonra sabahçı oldum ve tahmin edersiniz ki gerçekten büyük bir eziyetti. Her sabah kalktığımda hayatın anlamını sorgulayan bakışlarla yatak örtümü incelediğimi hatırlıyorum. Her seferinde "Bugün okula gitmesem ne olur?" diye sorar daha sonrasında yine de yataktan kalkardım. Benim için sabahları erken kalkmak gerçekten ama gerçekten büyük bir işkence :D
Bir de üstüne 1 saatlik yolumun olduğunu hatırladıkça yataktan kalktığım için pişman olurdum...
Okulumuz sağolsun genelde sabahları geç kalacağımızı bildiğinden dolayı sabah sınav yapacaksa eğer 2. saate koyardı ama ben genelde 2. saatte uyanık olmuyordum o da ayrı bir konu tabi ki..
Sınavlar zor değildi ama son iki seviyede artık sıkılmanın verdiği bir isteksizlikten dolayı notlarım düşmeye başlamıştı. Hatta bir kere hayatımda İngilizceden alabileceğim en düşük notu aldıktan sonra kendimi tebrik ettiğimi hatırlıyorum. O gün aldığım nota bayağı gülmüştüm ve bayağı büyük bir gururla eve dönmüştüm ama neyin gururu olduğunu tam olarak kestiremiyorum :D Kabul ediyorum o sınava hiç çalışmamıştım kitap okuma sınavıydı kitaptan gerçekten nefret etmiştim o yüzden bir kenara kaldırıp atmıştım...
Finallerden sonra bir hafta gibi görünen üç günlük tatiller vardı bir kere 20 günlük bir tatil yapmıştık. Bir hafta gibi görünen gibi diyorum çünkü iki günü finallerde geçiyordu. Bu tatillerin hepsine evet ders çalışacağım kelime ezberleyeceğim diye başlayıp yan gelip yatmıştım...

Şimdi okuldan şimdilik aklıma gelenler bunlar gelelim tatilime...
Tatilim tam anlamıyla sıkıcınında ötesine geçti. İlk bir aydan hiçbir sey anlamadım. İlk olarak ne oluyor ben nerdeyim gibi modunda sorular sorarak geçti. sonra Haziranda kuzenimin düğünü vardı
bir ziyaret patlaması yaşadık o andan da çok fazla bir şey anlamadım gelen giden bayağı çok oldu ama yine de eğlenceliydi tabiki :) Temmuzda kardeşim stajını bitirip Letonya'dan geldi onun arkasından halamların ziyareti oldu onlarla birlikta bir hafta boyunca gezdik. Sonrasında ben yine bi boşluğa düştüm. Ne yapacağımı bilemediğim günler geçiriyorum çünkü gerçekten çok sıkılıyorum. 4 sezonluk dizi bitirdim. En büyük başarım olduğunu düşünüyorum. Gördüğünüz gibi tatilimden anlatacak çok fazla bir şey yok :D Okulun açılmasını bekliyorum falan sanırım bu tatil olmadı ama yine de dinlendik işte hazırlık çok yorucu değildi ama yine de insan dinlenmeye ihtiyaç duyuyor tabi ki :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder